Ah ki ah, hep demiştim birgün bir türkü yakabilecek kadar ehil olmak isterim diye. Acaba o günleri görebilecek miyim? Acaba kalbimi o denli arındırabilecek miyim? Bir bozlak dökülecek mi bir gün dudaklarımdan. Kim bilir, belki evet belki hayır. Kısmet.

Kısmet ki ne kısmet. Nasıl da isterdim böyle bir kısmeti. İçinde "nazlı yar" olan bir bozlak düzmeyi. Gidene, gelmeyene dair, sevilip sevmeyene dair. Yoksulluğunu umursamayan yoksula dair. Neşet Ertaş usta ne kadar güzellerini derlemiş dağlardaki su kaynağı gibi verimli coşkusuyla.

Bir de ben yakabilsem bir türkü, desem:
    Kalbimin ortasında bir sızı
    Görmeyeydim o kızı

Bir iç çeksem sonra ve devam etsem:
    Aklım başımdan uçtu
    Yapmayaydı bu nazı

Ya çaresizse bu aşk, erişilmezse o güzel kız, ne diyebilirim ki devam etmek için:
    Sen benim değil ellerinsin
    Bülbülün yandığı güzel gülsün
    Ben bu derde düştüm düşeli
    Bahçe senin yollar benim

Nerdeeeee bende türkü yakacak yürek? Daha çok pişmek lazım, aşk oduna çok yanmak lazım

Belki bir gün, kim bilir...

Kısmet


Geri Dön ----- Mesaj Gönder