Ve sahne... (7)


-Eğer kadın ve erkek toplum yargıları farklı olsa daha mı mutlu olurlar? Peki bu toplumsal yargıyı yaratanlar neden kendilerine mutsuzluğa mahkum ediyorlar?


Cevaplara devam

-Kim önce insan oldu? Erkek mi, kadın mı?
-Cinsler arasında uyum ne demektir? Kadın ve erkeğin uyum içinde yaşaması mümkün müdür?
-Mutluluk gerçekten elde edilebilir mi? Yoksa mutluluk elde edilse bile asla farkına varılamayan mıdır?

-Varetmek için gerçekten yok etmek gerekli midir? Var eden veya yokeden ne hisseder?
-Aynı sosyo-ekonomik koşullarda yetişmiş ve yaşayan bir erkekle bir kadın aynı çiçeğe baktığında, aynı şeyleri mi hisseder?
-Kadın masumiyetini nasıl kaybetti? Kadın hiç masum oldu mu?
-Eğer kadın ve erkek toplum yargıları farklı olsa daha mı mutlu olurlar? Peki bu toplumsal yargıyı yaratanlar neden kendilerine mutsuzluğa mahkum ediyorlar?
-Beğenilmek arzusu sadece türün devamı için mi vardır?
-"Seni seviyorum" derken gerçekte ne hissediyoruz? Aşk gerçekten var mıdır?

--------------------O----------------------

Kuklaların dansı gibi, eğlendirici ve hüzünlü

İnançlar, kurallar, gelenekler, görenekler, toplumsal yargılar neden var?. Coşkulu mutluluk için mi, itidalli ve kontrollü bir mutluluk için mi, belli bir grup insanın mutluluğu için mi, mutsuz çoğunluğun ellerine alamayacakları güzellikleri aramak yerine ellerindekilerle avunsular diye mi, yöneticilerin kaybettikleri mutluluk yerine kendilerini adamalarına karşın yaptırım gücü ile tatmin olmalarını sağlamak için mi?

Peki kadın ve erkek arasındaki ilişkiyi düzenleyen kuralların mutlulukla ilgisi olmayabilir mi? Bu bir nevi tasnif, bir nevi toplumsal katmanların ayrıştırılması çabası olabilir mi? Yine mi herşey doğal seçim kuralının insansal yorumuna bağlanacak?

Toplumdaki statüler, kastlar, sınıflar, gruplar, yönetim erki savaşları en güçlü genlerin insan ırkını yönetmesini sağlayarak bu topluluğun dünya döndükçe varolmasını mı sağlıyor?

Peki bu toplumsal kurallar ve yargıları olmasaydı ne olurdu? Güçlü ve güçsüz genler karışıp yoz bir ırk mı türerdi? Kanun ve kural koyucular acaba kendilerin de en büyük kural koyucu olan doğa tarafından amansızla yönettildiğini biliyorlar mı?

----------------------------O----------------------------

Sahne oldukça loş ve sadece ortada biraz ışık var. Bir kadın dansçı önde ve erkek dansçı tamamen onu sarmalamış şekilde arkada duruyor. Etraflarında belli belirsiz ama onları seyrettikleri belli olan bir takım insan siluetleri görünür. 

Önceleri kadın son derece keyifli bir şekilde erkek ile sahne üzerinde uyumlu hareketlerle dans etmektedir. Dans belli bir süre sonra sıkıcı ve tekrarlardan örülü bir hale gelmeye başlar. Kadın erkeği bırakıp bir süre kendi başına dans etmek ister. Bir anda etrafta oturan silüetlerin ayaklandığı ve kadını erkeğe doğru ittiği görülür. Kadın şaşkındır. Erkekse silüetlere müdahale etmek ve kadınını rahat bırakmalarını sağlamak ister. Onu da sahnedeki diğer silüetler diğer silüetler çekiştirerek yeniden ortaya sürüklerler. 

Kadın da erkek de şaşkındır. Korku ve endişe ile birbirlerine sarılırlar. Yine dans etmeye başlarlar ama artık hareketleri mekanik ve keyifsizdir. Gölgeler yerlerine oturmuş seyretmeye devam ederler.

----------------------------O----------------------------

Ben özgürüm

İstediğim yemeği yerim
İstediğim elbiseyi giyerim
İstediğim sokakta koşarım
İstediğim şarkıda ağlarım

Bir de ne istediğime ben karar verebilsem


Geri Dön ----- Mesaj Gönder