HİNDİSTAN :

Dünyada çok az ülke Hindistan kadar eski ve farkli bir kültüre sahiptir. Hint hayat tarzina adapte olan çesitli göç dalgalari kesintisiz 5000 yillik bir tarihe sahip olan Hindistan’da kültürü zenginlestirmistir. Bu çesitlilik Hindistan’i farkli kilan bir özelliktir. Hindistan’da konusulan dillerde oldugu gibi fiziksel özellikler, din ve irklarda da yogun bir çesitlilik yasanmaktadir. Bu farkliligin altinda Hint medeniyetinin ve sosyal yapisinin ta eski zamanlardan bugüne kadar devam eden sürekliligi yatmaktadir. Modern Hindistan’in ortaya koydugu farklilik içinde birlik örneginin tarihte benzeri yoktur. Bu bölümde size Hint din ve dilleri, festivalleri, müzik ve dansi hakkinda bilgi vermeye çalisacagiz. 

Diller:  

Hindistan’in hep canli bir Babil Kulesi oldugu söylenegelmistir. Hindistan’da anayasaca taninan 15 milli dil ve bunlara ait 1600 lehçe vardir. Bir de 900 milyonluk nüfusu düsünürseniz benzetmenin ne kadar dogru oldugu anlasilir. Hindistan’in resmi dili Devnagri alfabesiyle yazilan Hintçedir. Ancak Ingilizce resmil dil olarak daha yaygin kullanilmaktadir. Ingilizce, bir çok tahsil sahibi Hintli için ana dil konumunda, birkaç dili birden konusabilen çok sayida Hintlinin de ikinci dilidir. Ülkede çesitli yerel diller vardir ve Eyalet sinirlari çogu bölgede bu dillere göre belirlenmistir. Hintçe ve Ingilizce disindaki yaygin diller Assamese, Bengali, Gujarati, Kannada, Kashmiri, Konkani, Sanskrit, Sindhi, Tamil, Malayalam, Marathi, Punjabi, Oriya, Telugu ve Urdu’dur. Bazi Hint dilleri Hint-Avrupa dillerinden türemistir. Diger bir grup dil de Güney Hindistan’da konusulan Dravidian dilleridir ve üzerlerinde Sanskritçe ve Hintçe’nin etkileri belirgindir. Hint dillerinin hemen hemen hepsi kendi alfabesine sahiptir ve Ingilizce’yle birlikte kullanilirlar. Hintçe, Bihar, Madhya Pradesh, Rajasthan ve Uttar Pradesh bölgelerini kapsayan ve Hint kusagi diye bilinen bir bölgede toplam nüfusun %20’si tarafindan ana dil olarak konusulur. Bu eyaletlerin olusturdugu Hint Birligi’nde, Haryana ve Himachal Pradesh eyaletlerinde resmi dil Hintçedir. Assam eyaletinin resmi dili geçmisi 13. yüzyila dek uzanan Assamcadir ve eyaletin %60’i tarafindan konusulur. Bengalce Bati Bengal ve Banglades basta olmak üzere dünyada yaklasik 200 milyon insan tarafindan konusulur. Dil olarak gelisimi 13. yüzyildadir ve Bati Bengal’in resmi dilidir. Gujarat eyaletinin resmi dili Gujarati’dir ve eyaletin %70’i tarafindan konusulur. Hint-Avrupa dil ailesindendir. Karnataka eyaletinin resmi dili Kannada’dir ve eyaletin %65’i tarafindan konusulur. Hint-Avrupa dil ailesindendir. Kesmirce Jammu ve Kesmir eyaletinin %55’i tarafindan konusulur. Farsça-Arapça karisimi bir alfabe ve Devnagri alfabesi ile yazilabilmektedir. Konkani, klasik Sanskritçeye benzeyen Hint-Ari dillerinin güneybati koluna ait bir dildir. Goya’yi da içine alan Konkan bölgesinde ve Karnataka, Kerala ve Maharashtra sahil bölgelerinde konusulur. Malayalam bir Dravidyan dilidir ve Kerala halki tarafindan konusulur. Binlerce yillik antik bir dildir. Marathi, tarihi 13. yüzyila dek uzanan bir Hint dilidir ve batidaki Maharashtra eyaletinin resmi dilidir. Orissa eyaletinin resmi dili olan Oriya eyalet nüfusunun yaklasik %87’si tarafindan konusulur. Pencabça bir Hint dilidir ve Pencab eyaletinde konusulur. Temelde Devnagri alfabesine dayansa da 16. yüzyila Sih Önderi Angad tarafindan olusturulan Gurumukhi alfabesiyle yazilir. Sanskritçe dünyanin en eski dillerinden biri olup ayni zamanda eski Hindistan dilidir. Tüm Hint klasik edebiyati ve epik hikayeleri bu dildedir. Sindçe Hindistan ve Pakistan’in bazi bölümlerini içine alan Hint yarikitasinin Kuzeybati bölgesindeki çok sayida insan tarafinda konusulur. Bu dil Pakistan’da Farsça-Arapça karisimi bir alfabe ile, Hindistan’da ise Devnagri alfabesiyle yazilir. Tamil Nadu eyaletinin resmi dili olan Tamilce, en az 2000 yillik geçmisi olan eski bir Dravidyan dilidir ve yaklasik 65 milyon insan tarafindan konusulur. Telugu da bir Dravidyan dilidir ve Andhra Pradesh halki tarafindan konusulur. Urdu, Jammu ve Kesmir eyaletinin resmi dilidir ve Hindistan’in baskenti Delhi’de Hintçe ile birlikte olusmustur. Urdu, Hindistan Müslümanlarinin büyük çogunlugunun kabul ettigi bir dildir. Arapça-Farsça alfabeyle yazilir ve içinde birçok Farsça kelime vardir. 

 Din:  

Din Hindistan’da bir hayat tarzidir. Bütün Hint geleneklerinin ayrilmaz bir parçasidir. Birçok Hintli için din, günlük islerden egitim ve politikaya kadar hayatin her safhasina nüfuz etmistir. Laik Hindistan, Hindu, Islam, Hiristiyanlik, Jainizm, Sihizm ve diger sayisiz dini gelenege ev sahipligi yapar. Hindu en yaygin dindir ve nüfusun %80’i tarafindan uygulanir. Hindularin yaninda Müslümanlar önde gelen dini gruptur ve Hint toplumunun ayrilmaz bir parçasidir. Hindistan Endonezya’dan sonra sayica en kalabalik Müslüman nüfusa sahiptir. Hindistan’da tüm dinlerce kabul edilen ortak uygulamalar vardir ve her yil çesitli müzik ve dans festivalleri tüm topluluklarca kutlanir. Her birinin kendi hac yerleri, kahramanlari, efsaneleri ve hatta mutfak aliskanliklari vardir ki bu toplumun temel özelligi olan özgün farklilik içinde karisir gider. Hinduizm: Bir dini gelenekler dermesi Hinduizmin temelini belirleyen inanislari tanimlamak pek kolay degildir. Hindistan nüfusunun büyük bir çogunlugunun sahip oldugu bu inanci sekillendiren tek bir felsefe yoktur. Hinduizm belki de bu sekilde hem teorik alanda hem de uygulamada farkliliklar içerdiginden dolayi dinler müzesi diye anilabilecek tek dini gelenektir. Bu dinin bir kurucusu ya da kutsal kitabi yoktur. Rig Veda, Upanishads ve Bhagwad Gita, Hindularin kutsal metinleri olarak gösterilebilir.

Çogu diger dinlerin aksine, Hinduizm tek bir ilaha tapinmayi öngörmez. Bir Hindu, Shiva, Vishnu, Rama, Krishna veya diger tanri ve tanriçalara tapabilir ya da her ferdin içinde yer alan Yüce Ruha veya Yikilmaz Ruha inanabilir ve hala Hindu olarak anilabilir. Bu Hinduizmin ne derece çeliskiler içerdiginin bir isaretidir. Terazinin bir yaninda Nihai Gerçek yolunda bir arayis, diger tarafinda ise ruhlara, agaçlara ve hayvanlara tapan mezhepler vardir. Hinduizm’de sadece tanri ve tanriçalarla ilgili degil, günes, ay, gezegenler, nehirler, okyanuslar, agaçlar, ve hayvanlarla da ilgili festivaller ve törenler vardir. En popülerleri Deepawali, Holi, Dussehra, Ganesh Chaturthi, Pongal, Janamasthmi ve Shiva Ratri festivalleridir. Hinduizmi ilginç kilan ve Hint gelenegini zenginlestirip renklendiren bu sayisiz festival etkinlikleridir. Hint Mitolojisi ve Yasayan Tanrilar Mahabharata ve Ramayana gibi epik kahramanlarin ölümsüz olduguna ve insanlar gibi hayatta olduklarina inanilir. Hinduizm tanrilari hem insanüstü hem de insan gibidir ve onlara karsi ayri bir sicaklik ve asinalik duygusu vardir. Ramayana kahramani Rama, onur ve cesaret gibi nitelikleri temsil eder ve bir erkeklik modeli olarak görülür. Karisi Sita tipik bir Hint kadinidir ve kocasiyla beraber sürgünde iken Lanka Krali Ravana tarafindan kaçirilmistir. Sita’nin Rama ve kardesi Lakshmana ve sadik maymunu Hanuman tarafindan kurtarilisi bu son derece ilginç hikayenin etrafinda örülmüstür. Bu epikten çesitli hikayeler nesilden nesile anlatilagelmistir. Dini fuarlar, festivaller, ve ayinler bu efsaneleri canli tutmustur ve her etkinlik eski hikayelerin yeniden anlatilmasi için bir firsat olmaktadir. Mahabharata’daki heyecan verici metinler yakin akraba olan Pandavalar ve Kauravalar arasindaki hanedan kavgasinin hikayesini anlatir. Lord Krishna bu büyük epikte çok önemli bir rol oynar. Kendisi Pandavalardan Arjuna’nin arkadasi, rehberi ve filozofudur ve Arjuna savas alanlarinda akrabalarini öldürmekte tereddüt gösterdiginde ona bu tereddüdü asmasinda yardimci olur. Krishna’nin hikmetli felsefesi ve ögretileri Bhagwad Gita’da yazilmistir. Krishna, çocukken tereyag çalan, gençken de flüt çalip yaramazlik yapan bir tanri olarak bilinse de yetiskin yillarinda daha ciddi tarafinin ön plana çiktigi hikmetli bir filozof olarak tasvir edilmistir. Hindistan’in tamaminda Hindularin taptigi birçok tanri ve tanriça vardir. Bunlarin arasinda Hinduizm için en önemli olani sirasiyla yaratici, koruyucu ve yok edici olarak bilinen Brahma, Vishnu ve Shiva üçlemesidir. Brahma’nin pusuladaki dört yöne tekabül eden dört basi vardir. Hayati ve tüm evreni yarattigina inanilir. Vishnu dogum ve yeniden dogum devr-i daimini yöneten koruyucudur. Ayrica dünyayi kötü güçlerden korumak için çok defa dünyaya geldigine dair bir inanis vardir. Rama ve Krishna’nin Vishnu’nun enkarnasyonu oldugu düsünülür. Genellikle boynuna sarili bir kobra yilani ile görülen Shiva tüm kötülükleri yok eder ve bir çok enkarnasyonu vardir. Görülemeyen tanrilar ilahi güçleri sembolize eden bir çok imaj ve idollerle temsil edilir. Birçok idol tanimsiz güzellige ve ihtisama sahip süslü tapinaklarda korunur. Hint tanrilari tapinaklarda, karla kapli tepelerde, nehirlerde, okyanuslarda ve Hintlilerin zihin ve kalplerinde canlidir.
Islam: Peygamberle Gelen Inanç Islam Hindistan’a 8. yüzyilin baslarinda Arap tüccarlar araciligiyla girdi, fakat gerçek etkinligini 12. yüzyilda kazandi. Hinduizmin dallari olarak ortaya çikan Budizm, Jainizm ve Sihizm’in aksine Islam’in anlayislari, gelenekleri ve dini pratigi bu inanca mahsustur ve evrensel kardesligi ve her seye gücü yeten Allah’a teslimiyeti öngörür. 12. yüzyilda Müslüman akinlari ve 16. ve 17. yüzyillardaki Mogol idaresi Hindistan’da Islamiyet’in yayilisinda etkili olmustur. Basta saldirgan gibi gözüken Islam’in evrensel sevgi ve barisa yönelik mesaji daha sonralari mistik ve tasavvuf ehlinin yardimlariyla yayilmistir. Kabir ve Nanak gibi tasavvuf ehillerinin yaymis oldugu kardeslik ruhu Hindistan’daki kati kast sisteminin çözülmesinde yardimci olmustur. Iki inancin karsilikli iletisimi hayatin ve kültürün her safhasinda Hindu ve Islami unsurlarin bir sentez olusturmasini saglamistir. Bastaki çatisma ve çelisme döneminden sonra bugün bu iki din uyum saglayarak birbirlerinin zenginlestirmislerdir.
Sihizm: Ilahi Ögretmenin Ilhami Sih dini 16. yüzyilin baslarinda Kuzey Hindistan’da Pencab eyaletinde ortaya çikmistir. Bu inancin kurucusu çocuklugundan beri hem Hindu hem de Müslüman önderlere ilgi duyan Guru Nanak’tir. Hindu bir aileden dünyaya gelen fakat Islam’in ögretilerinden de etkilenen Nanak her iki dinin birligine yönelik mesajlar vermeye basladi. Ona göre, her iki dinin de temel ögretileri ayni idi. Nanak bir çok kisiyi etkiledi ve bir Guru yani ögretmen olarak anilmaya basladi. Müritleri bir araya gelerek Sihizm adinda bir dini gelenek olusturdular. Nanak’tan sonraki gurular Sihizm anlayisinin sabitlestirilmesine ve yayilmasina katki sagladilar. Nanak’in ögretileri, Sihlerin tanri sembolü haline gelen kutsal kitap “Guru Granth Sahib”te bir araya getirildi. Besinci guru Arjun, Amritsar sehrinde Sih tapinaklarinin en kutsali olarak bilinen Altin Tapinak’i insa etti. Onuncu guru Govind Singh, Sihlerin kendilerini savunmalari için askeri egitimi uygulamaya koydu. Ayrica silsile yolu ile guruluga son verdi; bu yüzden kendisi Sih gurularin sonuncusudur. Sihizm tek tanriya ibadeti gerektiren monoteist bir dindir. Kast sistemine karsidir ve tüm insanlarin esit olduguna inanir. Fakat Hinduizm’den alinan sonraki hayati etkileyecek karma inanci ve yeniden dogmak kabul edilmistir. Bugün birçok Sih tatbikati Hindularla ortaktir. Her iki toplum arasinda evlilik de yapilmaktadir. Ancak Sih toplumunun kendine has ayirdedici bir kimligi vardir. Sihler Hindistan nüfusunun yüzden ikiden daha azini teskil etseler de Hint toplumunun ve dini geleneklerinin tanimlanmasinda belirgin bir unsur olmuslardir.
Hiristiyanlik: Uzak Kiyilardan Gelen Bir Inanç Hiristiyanligin Hindistan’a Güney Hindistan’da bir müddet kalan ve büyük ihtimalle de orada ölen Hazreti Isa’nin havarilerinden Aziz Thomas ile geldigine inanilir. Fakat ülkeye gelen ilk misyonerin Aziz Bartholomew oldugunu düsünenler de vardir. Tarihi bilgilere göre Hindistan’daki misyoner faaliyetler 1544 yilinda Aziz Francis Xavier’in gelisiyle basladi. Onu basta Portekiz’den, daha sonra da Danimarka, Hollanda, Almanya ve Ingiltere gibi ülkelerden gelen misyonerler izledi. 18. ve 19. yüzyillarda hem Katolik hem de Protestan misyonerler Hiristiyan ögretilerini yaydilar ve bu arada da Hindistan egitimine ve sosyal gelisimine önemli katkilarda bulundular. Bugünkü Hindistan toplumu üzerindeki modern etkilerde Hiristiyanligin payi büyüktür. Hiristiyan misyonerler tüm ülkede okullar ve kolejler açarak inanç ve iyi niyet mesajlari yaydilar. Hiristiyanlik ve ögretileri Mahatma Gandi de dahil olmak üzere bir çok aydini ve düsünürü etkilemistir. Bugün Hindistan’da 30 milyon kadar degisik mezheplerden Hiristiyan vardir.
Budizm : Orta Yol Budizm, Hinduizmin bir kolu olarak ortaya çikmis fakat zamanla tüm Asya’da yaygin hale gelmistir. Bu inancin kurucusu Gautam Buddha’nin kisiligi ve ögretileri Japonya, Çin ve Asya’daki milyonlarca insanin hayatini aydinlatmistir. Budizm ile Hinduizmin temel ögretileri arasinda güçlü bir benzerlik vardir. Budizm devamsizlik prensibi veya kanunu üzerine kurulmustur. Buna göre, bazi seyler digerlerinden daha uzun sürse de, her sey degisime tabidir. Budizmin diger temel prensibi hiçbir seyin tesadüfen meydana gelmedigini ileri süren sebep kanunudur. Tüm olaylarin meydan gelislerindeki etken doga güçlerinin yaninda karmadir. Yok edilemez ruh ve yeniden dogum devr-i daimi kavramlari bu iki temel felsefeden kaynaklanmaktadir. Buda, asiri rahat düskünlügü ve her seyden uzak durma iki uç nokta arasinda dengeli ve ahenkli bir hayat tarzi olarak Orta Yol’u savunmustur. Budizm dört Asil Gerçege dayanir: 1. Istirap evrenseldir, 2. Istirabin sebebi hirs ve asiri arzudur, 3. Istirabin üstesinden gelinebilir ve önlenebilir, 4. Arzulardan siyrilmak istiraplari yok edebilir. Istirabi önlemek için kisi asiri arzularina galip gelmedir ki bu nirvanaya ulasmayi ve aydinlanmanin tamamlanmasini saglar.
Jainism: Siddet Karsiti Bir Inanç Jainism Hindistan’da Budizm ile ayni zamanda kurulan bir din gelenegidir. Jinalardan (fatihlerden) biri olan Mahavira, Budizmin basladigi yillarda Jain felsefesini anlatmaya basladi. 

 Müzik:  

Sevgi, mizah, trajedi, öfke, kahramanlik, terör, nefret, merak ve sükunet Hint estetiginin temelini olusturan dokuz ana duygudur. Milattan sonra 1. ya da 2. yüzyilda yasadigi söylenen en eski Hint müzikologu Bilge Bharata bu duygulardan söz etmis ve müzisyenin görevinin duygulari canlandirmak oldugunu söylemistir. Hindistan’daki klasik müzik gelenegi Bharata’nin ifade ettigi prensipler üzerine kurulmustur ve bir meditasyon, konsantrasyon ve ibadet sekli olarak devam etmektedir. Raga, ya da müzik tavri, tüm müziksel olayin temelidir. Raga, yedi müzik notasinin estetik bir yorumudur ve her Raga’nin özel bir tadi ve ruh hali vardir. Tala müzik içinde bir bagdir. Her çalis için belirlenen bir süredir ve her süre tamamlandiginda yeniden baslar. Tala ritimler arasinda bir çok emprovizasyonu ve karmasik varyasyonlara imkan saglar. Raga, Tala ve sonsuz mikrotonlarin yardimiyla Hint müzisyenleri çok farkli duygular olusturabilirler. Müziklerdeki melodili sesler bu tip müzige asina olsun olmasin her dinleyicide en derin duygulari canlandirir. Bugün Hint müzik geleneginde baskin iki tarz vardir: Kuzey Hindistan müzigi ve Güney Hindistan müzigi. Geçmisleri ve felsefeleri yakin oldugu için bu iki müzik bazi ortak özelliklere sahiptir. Fakat ragalari (müzik tavirlari) ve söylenisleri çoklukla birbirinden ayrilmaktadir. Hint Müziginin Kuzey Ekolü’nün büyük isimleri arasinda Amir Khusro (13. yüzyil) ve 16. yüzyilda Mogol Imparatoru Akbar’in sarayinda yasayan Miyan Tansen gösterilebilir. Güneyde ise Venkatamakhi (17. yüzyil), Thyagaraja ve Shyama Shastri büyük müzisyenlerdendir. Tüm Hint müzisyenleri bir ekol mensubudur. Her ekolün kendine has gelenekleri ve çok kati kurallarla korunan ve devam ettirilen çalis tarzlari vardir. Delhi, Agra, Gwalior ve Jaipur en meshur ekollerdendir. Bugün güney ve kuzey müzikleri arasindaki etkilesim artmistir. Bu etkilesim görkemli Hint müzik gelenegini daha da zenginlestirmektedir.  Hint Müzik Enstrümanlari Hint müzik enstrümanlari basli basina bir güzellige sahiptir. Hint müziginde kullanilan dört tip enstrüman vardir. Tantu (telli), Susir (üflemeli), Avanada (vurmali) ile zil ve gonglardan olusan Ghana. En çok kullanilan telli çalgilar veena, sitar, sarangi ve sarodtur. Veena ya da ud Bilge Bharata’nin müzik çalismalarinda kullandigi çalgidir. Bugüne degin sekil olarak büyük ölçüde degisiklige ugramistir. Bir ya da iki parmakla çalinabilen Veena telleri en ince nüanslari seslendirebilir. Sitar, üç telli demektir ve Amir Khusro tarafindan icad edildigi söylenir. Tinlama, kurutulmus su kabagindan yapilan bölümde gerçeklesir ve çalginin diger kisimlari Hint mesesinden yapilir. Isaret parmagina takilan bir mizrapla çalinan yedi ana ve dokuz yardimci teli vardir. Sarod, sitarin küçügüdür ve iki tinlama bölümü vardir. On ana teli ve onbes yardimci teli vardir. Ana teller bir hindistan cevizi kabuk parçasiyla çalinir. Sarangi, yayla çalinan sapsiz bir telli çalgidir. Tüm gövde tek parça agaçtan yapilmistir ve oyuk parsömenle örtülmüstür. Sarangi çok farkli sesler üretebilir ve alisilmisin disinda bir teknikle çalinir. Hindistan’da kullanilan digre telli çalgilar dilruba, esraj, tanpura, ektara ve mayuridir.
Çift agizli bir flüt olan Shehnai Hindistan’daki en yaygin üflemeli çalgidir. Bansuri, nadswaram, ninkirns ve pongi diger shehnai benzeri çalgilardir. En çok kullanilan vurmali çalgilar kuzeyde tabla, güneyde de mridangamdir. Pakhavaj, dholak, ghatam, kanjira ise diger vurmali çalgilardir. Çogu agaçtan yapilir ve derin ve tatli bir ses çikarirlar. Manjiras tapinak ayinlerinde kullanilan küçük pirinç zillerdir. Jhanj, kartal ve jal-tarang diger Hint enstrümanlaridir. 

 Dans:  

Bedenin bir iletisim araci olarak kullanildigi dans ifadeleri belki de en kolay anlasilabilen fakat en hassas ve gelismis bir sanat seklidir. Dans Hindistan’da siir, heykel, mimari, müzik ve tiyatro gibi birçok diger sahalara da girmistir. En eski arkeolojik kanit milattan önce 6000 yilina tarihlenen harika bir dans eden kiz heykelidir. Bharatha’nin Natya Sastra’si (milattan önceki ve sonra ikinci yüzyillar arasinda kaleme alindigi zannedilmektedir) dramaturji üzerine yazilmis ilk eserdir. Hint klasik danslarinin tüm formlari besinci Veda diye bilinen Natya Sastra’ya dayanirlar. Söylenene göre Yaratici Brahma, Natya’yi yaratirken, Rig Veda’dan edebiyat, Sama Veda’dan sarki, Yajur Veda’dan ifade ve Atharvana Veda’dan estetik tecrübeyi almistir. Hint dansinda farkli tavir çesitleri, el hareketleri ve anlamlari, duygular ve kategorileri, kiyafet, sahne, süsleme ve hatta seyirci yaklasimlari vardir. Bu yüzden tüm dans formlari dokuz duygu etrafinda yapilanmistir: mutluluk, öfke, nefret, korku, aci, cesaret, merhamet, merak ve sükunet. Tüm dans formlari bu duygulara yönelik ayni el hareketlerini takip eder. Danslar yerel özelliklere göre bazen degisim gösterir. Hint dansina tüm dünyaca gösterilen ilgi, evrensel gerçekleri ifade etmede insan vücudunun kullanilmasinin ne kadar gerekli oldugunun bir isaretidir. Hint dansi yüce ve saygi dolu bir formda bunu gerçeklestirmektedir. Fiziksel ve görsel bir sanat olan dans seyredenlerin hassasiyetlerine hitap etmekte ve Hindistan kültürünü bu sekilde aydinlatmaktadir. Bu yüzden Hindistan’a ilgi duyan kisiler Hindistan’in zengin geleneklerini ve özeliklerini tanimada dansin en etkin yol oldugunu göreceklerdir. Hindistan’in en eski sembollerinden biri Shiv Nataraj heykeli yani danseden Shiva’dir. Shiva’nin kozmik dansinin yaratilis, koruma ve yok edis konularini içerdigine inanilir ve bu düsünce medeniyetin dogusundan bu yana Hint inanisinda yer etmistir. Hindistan’da dans ve müzik hayatin tüm safhalarini kaplar ve birçok festival ve törene renk ve nese getirir. Gerçekten de, dans ve müzik her tür festivalin ayrilmaz bir parçasidir.
Hint Klasik Danslari
Bugünkü klasik danslarin geçmisi milattan önce 1300-1400 dönemine kadar uzanir. Hindistan’da, her biri ülkenin farkli bir bölgesiyle ilintili bir çok klasik dans sekli vardir. Her sekil, bulundugu bölgenin ya da ait oldugu insanlarin kültürlerini yansitir. Hindistan’da en sik rastlanan klasik stiller Tamil Nadu’da Bharatnatyam, Kerala’da Kathakali ve Mohiniyattam, Orissa’da Odissi, Uttar Pradesh’te Kathak, Andhra Pradesh’te Kuchipudi ve Manipur’da Manipuridir. Bunlarin disinda Hint dans zenginliginin parçalari olan yari-klasik danslar vardir. 

 Hint Mutfagi:  

Hint yemekleri, ayni kültürü, irk yapisi, cografyasi ve iklimi gibi çok çesitlilik gösterir. Güzel Hint yemeginin özü kokulu baharatlarin dogru kullanimindan geçer. Önemli olan yemegin gerçek tadini bozmadan onu zenginlestirecek baharat karisimi kullanmaktir. Bu baharatlar aperatif ve hazim kolaylastirici olarak ta kullanilir. Bunun disinda Hint yemeklerinde kullanilan diger temel malzemeler ghee ve curd gibi süt ürünleridir. Mercimek te tüm ülkende yaygindir ve kullanimi bölgesel tercihlere göre farklilik gösterir. Sebzeler her bölge ve mevsimde farklidir. Sebzeyi pisirme sekli yaninda hangi yemekle sunulduguna baglidir. Hindistan’da bir çok din bulunmasina ragmen Hint yemek aliskanliklarinda etkisi olan kültürler Hindu ve Müslüman gelenekleridir. Her yeni göç dalgasi kendi mutfak aliskanliklarini da beraberinde getirmistir. Ancak her yeni grup zaman içinde Hint yemek özellikleri ve pisirme yöntemlerini benimsemis ve bu sayede daha iyiye dogru bir karisim olusturmuslardir. Portekizliler, Farslar ve Ingilizler Hint mutfagina önemli katkilar yapmislardir. Hindistan’da çay toplanmasi Ingilizler’in gelisleriyle olmustur. Çogu Hindu bugün et yese de, Hindu vejeteryan gelenegi Hindistan’da oldukça yaygindir. Et pisirirken Müslüman gelenekleri en çok etkili olandir. Mughlai yemekleri, kebablar, zengin Kormalar ve köfteler, bir pilav ve et yemegi olan biryani, rogan josh, kil firinlarda yapilan tandir et ve tavuk yemekleri Hindistan’a yerlesen müslümanlarin yapmis olduklari katkilardir. 

Kiyafet:  

Turistler açisindan Hindistan’i cazip kilan özelliklerden biri de halkin çok renkli ve çok farkli kiyafetidir. Ipek sariler, parlak çoliler, renkli lehangalar ve geleneksel salvar-kamiz yüzyillar boyunca birçok gezgini büyülemistir. Sari, bir tek kumas olarak mevcut kiyafetler içinde en çok yönlü olanidir. Kadinlar tarafindan giyilen birçok geleneksel kiyafetten biridir ancak her nasilsa Hint kadinin milli kiyafeti haline gelmistir. Sari, dikdörtgen seklinde yaklasik 3,5 x 4,5 metre boyutlarinda bir kumastir. Bu kumasin stili, rengi ve dokusu degiskenlik gösterir ve keten ve ipek gibi çesitli insan yapimi maddeden imal edilir. Herhangi bir ölçüye göre dikilmeyen sarinin eskimeyen bir güzelligi vardir. Her ölçüye uygundur. Çesitli sekillerde giyilebilen bu harika kiyafet ayrica giyilis sekli, rengi ve dokusuyla giyen kisinin sosyal statüsü, meslegi, bölgesi ve dini hakkinda bilgi verir. Sarinin altina giyilen dar ve kisa bluzun adi cholidir. Choli bir kiyafet olarak milattan önce 10. Yüzyilda ortaya çikmistir ve ilk önceleri sadece vücudun ön kismini örterdi. Rajasthan eyaletinde bu tip choliler hala yaygindir. Hindistan kadinlarinin kullandigi diger bir kiyafet salvar-kamizdir. Kesmir ve Pencab’da kullanilmaya baslayan bu rahat ve saygin kadin kiyafeti simdilerde Hindistan’in tüm bölgelerinde yaygindir. Salvar pijamaya benzeyen bir pantalondur ve belden ve bileklerden sikica içeri çekilir. Kadinlar salvarin üzerine kamiz adi verilen uzun ve bol bir ceket giyerler. Bazen salvar yerine churidar giyen kadinlara da rastlanabilir. Bunun üzerine, kurta adi verilen yakasi da olabilen bir ceket giyilebilir. Hint kadinlarinin çogunlugu geleneksel kiyafetler giyiyorlarsa da, erkekler daha modern bati kiyafetleri içindedir. Gömlek ve pantolon tüm Hindistan’da giyilmektedir. Ancak köy erkekleri kendilerini kurta, lungi, dhoti ve pijama gibi geleneksel kiyafetler içinde daha rahat hissederler. Güneyde ortaya çikan lungi bugün hem erkekler hem de kadinlar tarafindan giyilmektedir. Bele giyilen küçük uzunlukta bir kumastir. Dhoti, lunginin uzunudur. Lenga ise köylülerin giydigi pijamaya benzer bir pantolondur. Hint kiyafet sekilleri dini ve bölgesel bir çok farklilik gösterir ve Hintlilerin giymis oldugu kiyafetlerde bir renk, doku ve stil zenginligi göze çarpar. 

Festivaller ve Fuarlar:  

Hint takvimi festivallerle doludur. Bu festivaller sayica çok olduklari gibi çikis kaynagi olarak da çok farkliliklara sahiplerdir. Sayisiz milli, bölgesel, yerel, dini, dönemsel ve sosyal festival vardir. Hindistan’in bir tanrilar, tanriçalar, azizler, gurular, ve peygamberler ülkesi oldugu gerçegini düsününce buna sasirmamak gerek. Festivaller renk, nese, cosku, dua ve ayinlerle özellik kazanir. Turistler için, ülkenin kültürel hayatini bu derece etkileyen festivallerin çapi ve çesitliligi çok sasirticidir. 

Hindistan Festival Takvimi 

OcakPongal - Tyagaraja Festival - Sankranti - Lohri - Bhogali Bihu - Gangasagar MelaSubat/MartShivaratri - Holi - Teppam - Ramakrishna UtsavMart/NisanJamshed Navroz - Mahavira Jayanti - Yilbasi - Good Friday - Easter - Nau Roz - Ramnavami - Dol Purnima - Gangaur Brahmotsavam - Vishu - Christian Mela - Car FestivalNisan/MayisJwalamukhi Fair - Karaga Naba Barsha - Baisakhi - Buddha Jayanti - Goru and Rongali Bihu - Madurai River Festival - Pooram - Shab-e-Barat - Id-ul-Fitr - Id-ul-Azha - Jaitha AshtamiHaziran/TemmuzMela Hemis Gompa - Car Festival-Puri - TeejTemmuz/AgustosNaga Panchami - Raksha Bandhan - Sravana Festival - The Feast of St. Philomena - Independence day - Kaveri River FestivalAgustos/EylülGanesha Chaturthi - Onam - Janmashtami - Khordad Sal - Urs shah Hamadan - Sair-e-Gulfaroshan - Ban Yatra - MuharramEylül/EkimDussehra - Velanganni Festival - Id-i-MiladEkim/KasimGandhi Jayanti - Diwali - Deep Diwali - Gurpurab - Tikka - Kansa ka Mela - Ras Lila - Pushkar ka Mela - Urs Moin-ud-din Chishti - Khwja Bande Nawaz Chishti Urs - NavaratriKasim/AralikÇocuklar Günü - Karthika Festival - Vaikunth EkadashiAralikNoel - Urs Hazrat Nizamud-din - Saint Francis Xavier's Feast - Aziz Thomas Günü - Ateste Yürüme Festivali